fizikon@fizikon.com 90 332 353 69 00 Çalışma Saatleri, Tüm Hafta: 08:00 - 19:00
Hastalıklar & Tedavi

Kök Hücre


Organizmayı oluşturan hücreler bölünme, çoğalma ve büyüme yönünden birbirinden farklıdır. Bazı hücreler uygun sinyallerle uyarıldıkları zaman bölünmek üzere “sessiz” kalırlar. Canlı vücudunda uzun süre bölünebilen, kendini yenileyen ve aynı zamanda ihtiyaca göre farklılaşarak diğer doku hücrelerine dönüşebilen hücrelere ‘‘kök hücreler’’ denir. Kök hücreleri tek bir hücreden birden fazla hücre serisine dönüşebilir ve bir dokuyu işlevsel olarak yeniden yapılandırabilir. 

Kök Hücre Çeşitleri
Bir dokudan elde edilen kök hücrelerin, uygun ortamda, uygun uyarılarla farklı doku hücrelerine dönüşebilme yetenekleri gösterilmiştir. Ana rahmine düşen ilk hücreler vücuttaki tüm hücrelere dönüşebilecek potansiyele sahip embriyonik kök hücrelerdir. Bu hücreler tam ve işlev gören bir canlıyı oluşturabilecek bütün hücre tiplerine farklılaşabilirler. Erişkin kök hücreleri de bulundukları dokunun hücre tipini üretirler. Bu hücreler erişkin vücudunda özellikle kemik iliği ve yağ dokusunda bulunurlar. Erişkin kök hücreler, embriyonik kök hücrelere göre gelişimin daha sonraki basamaklarında görülürler ve daha sınırlı olmakla birlikte kendilerini yaşam boyu yenileyebilirler. Erişkin dokulardaki öncü ve özelleşmiş hücrelere farklılaşma yeteneğindedirler. Organizmada ancak birkaç hücre türüne dönüşebilen erişkin kök hücreleri, laboratuvar koşullarında gerekli ortam ve sinyaller sağlandığında birçok farklı hücre türüne dönüşebilmektedirler. Normal fizyolojik durumda, erişkin kök hücreler, “sessiz dönemde” uzun süre kalabilirler. Sessiz dönemlerinden ayrıldıklarında, içten ve dıştan gelen uyarıcı sinyallerin etkisine bağlı olarak kendini yeniler ya da öncü hücreye dönüşürler. Yağ dokusundan elde edilen pluripotent kök hücrelerin, kemik iliğinden elde edilen kök hücreler kadar farklılaşma yeteneğine sahip olduğu bildirilmektedir. 

Kök hücrelerin kullanıldığı hastalıklar
Beyin ve sinir, kalp kası, kıkırdak gibi farklılaşmış hücreler yaşlanma, travma ve dejeneratif hastalıklar sonucunda ciddi hasarlara uğradıkları zaman doğal biçimde yenilenemezler. Değişik hücre türlerine farklılaşabilme potansiyeli olan kök hücrelerin, çoğalmalarının kontrol edilmeleri halinde, gerekli olan hücre tiplerine dönüştürülmeleri mümkün olmuştur. Organizmayı oluşturan hücrelerin hasara uğraması ya da ölmesi halinde kök hücrelerin kullanılabileceği öngörülmektedir. Günümüzde erişkin dokulardan elde edilen kök hücrelerin, uygun ortam ve koşullar oluşturularak birçok hücre tipine farklılaştırılmaları sağlanmıştır. Ancak farklılaştırılan hücrelerin, tedavide kullanımları için hücrelerin çoğalma kontrol mekanizmalarının ve genetik yapılarının çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Elde edilecek bu hücrelerden oluşturulacak hücre-doku ya da organların hasarlı olan bölgeye aktarılması yenileyici ve tamir edici tedavilerinin yolunu açacaktır. Kök hücrelerin, kalp kasının yenilenmesinde, dejeneratif ve iltihabi kıkırdak ve kemik hastalıklarında, diyabet tedavisinde, ateroskleroz nedeniyle işlevini yitiren kan damarlarının yenilenmesinde, Parkinson ve Alzheimer gibi santral sinir sistemi hastalıklarında, omurilik yaralanmalarında, karaciğer hasarlarında ve çeşitli kanserler dahil olmak üzere birçok hastalık gruplarında kullanılabilmeleri için çalışmalar hızla devam etmekte