Hipoterapi Nedir?
Atın hareketlerinin bir tedavi stratejisi olarak kullanılmasını tanımlar.
Hipoterapi ; at üstünde yapılan egzersizler sayesinde beden kaslarını çalıştırmayı hedef alan başarılı bir tedavi türüdür.
Atların terapide kullanılmasının en önemli sebeplerinden biri; atın ritmik hareketlerinin, insan hareketlerine çok yakın olmasıdır.
“Hippotherapy” sözcüğü, Yunancada “at” anlamına gelen “hippo” sözcüğü ile “therapy” sözcüğünün bir araya gelmesi ile oluşmuştur.
Tarihsel olarak, atın tedavideki yararları MÖ. 460 yıllarında fark edilmiştir. 1950 lerden itibaren de yoğun olarak kullanılmaya devam edilmektedir
Günümüzde yalnızca Amerika, Kanada ve İngiltere’de 1000'in üzerinde “Hipoterapi Merkezi” bulunmaktadır. bugün yurtdışında da özel Hipoterapi merkezlerinde Fizyoterapistlerin kontrolünde uygulanan Hippoterapi ülkemizde de oldukça popüler bir tedavi yöntemidir
AT BİNME STİMÜLATÖR CİHAZI
Gelişen teknoloji; gerçek bir atın hareketlerini birebir taklit eden hippoterapi cihazını, kliniklerde fizik tedavinin kullanımına sunmuştur.
At binme stimülatörü ile vücudun tüm büyük kas grupları çalıştırılmaktadır. Bu refleks düzeyinde gelişen bir olaydır, çünkü atın sırtında iken binici onunla birlikte hareket eder, düşmemek için içgüdüsel olarak dengeyi korumaya çalışır, böylece hem sağlıklı hem de hasar görmüş kaslar harekete geçer.
Hippoterapi’nin başlıca yararları; Kasların gelişimi, esneklik, güç, denge, koordinasyon, özgüven, disiplin, kontrol, adaptasyon, sosyal etkileşim, daha güçlü hareket yeteneği ve zihinsel rahatlamadır.
Eğlencelidir ve bütün yaş grupları için faydalıdır.
Hippoterapi, engellerinin yaşamlarını kısıtlamasını kabul etmeyen tüm engelliler için hayatlarını yaşanmaya değer kılan zevkli bir metod haline gelmiştir.
Postürel tonusun fasilitasyonu. Gövde ve kol/bacakları dik pozisyonda desteklemek için antigravite kaslarında yeterli bir postürel tonus gereklidir. Postürel tonustaki iyileşme, vestibüler, görsel duyu girdisi ve merkezi sinir sistemi ve uyarılma mekanizmalarına ek olarak güçlü bir somatoduyusal ve pelvisten, kalçadan ve omurgadan propriyoseptif girdi ile ilişkilendirilebilinir.
Hippoterapinin Genel Endikasyonları:
Hedef kitle – orta ve ağır düzeyde nöromotor disfonksiyonu olan çoçuk ve yetişkinlerdir.
Yaygın problemler:
• Anormal kas tonusu
• Anormal refleksler
• Denge bozuklukları
• Koordinasyon bozuklukları
• İletişim bozuklukları
• Oral motor fonksiyon bozuklukları
• Sensörimotor fonksiyon bozuklukları
• Postüral asimetri
Postüral kontrol bozuklukla Tıbbi durumlar:
• Otizm • Kromozom anomalileri veya kayıpları
• Serebral Palsi
• Serebrovaskiler olay/inme
• Gelişim gerilikleri
Fonksiyonel omurga eğrilikleri:
Skolyoz, kifoz ve lordoz
• Multiple Skleroz/Nöromüsküler disfonksiyon
• Duyu algılama bozuklukları
Kazanılmış beyin hasarlar Hippoterapinin Kontrendikasyonları:
• Güvenlik sorunu yaratabilecek aktif mental rahatsızlıklar (ateşe verme, intihar eğilimi, hayvanlara kötü muamele, saldırgan tutum, vb..)
• Akut disk hernisi (sinir kökü basılı veya basısız)
• Nörolojik semptomlarla birlikte Chiari II Malformasyonu
• Atlantoaksiyal instabilite – Hekim tarafından değerlendirilmiş olan nörolojik bulgular – C2’ye göre yer değiştirmiş olan C1 vertebra; bazen jüvenil romatoid artrit veya down sendromulu bireylerde görülebilir.
• Koxartroz – Kalça ekleminin dejenerasyonu; femoral baş düzleşmiştir; soket eklemden ziyade menteşe eklem gibi işlev görür. At üzerinde oturmak ekleme aşırı yük bindirir.
• Down Sendromu – iki yaşından küçük
• Gran Mal Nöbetler – ilaçla kontrol edilemeyen
• Yakın zamanda kanamalı hikayesi olan hemofili
• Kalıcı kateterler (bayanlar)
• Akut alevlenme sırasında olan tıbbi durumlar (RA, nükleus pulposus hernisi, MS, Diyabet, vb..)
• Ağırlığı taşıyan yüzey üzerinde açık yaralar.
• Patalojisi tedavi edilememiş patalojik kırıklar,ciddi osteoporoz, osteogenesis imperfekta, kemik tümörü, vb..
• Semptomları ile birlikte spinal kanal darlığı
• Stabil olmayan spinal kord ve platinler
Hippoterapi ile ilgili pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. McGibbon ve arkadaşları (1998) yaptıkları bir çalışmada 8 haftalık hippoterapi uygulamalarından sonra Spastik Serebral Palsili çocukların yürüme ve kaba motor fonksiyonlar sırasında enerji tüketimlerinin azaldığını göstermişler. Bir başka çalışmada Benda ve arkadaşları (2003) 4-12 yaş arası 15 serebral palsili çocukta yaptıkları çalışmada hippoterapinin kas simetrisini artırdığı sonucuna varmışlar. Kanıta dayalı bu ve benzeri uygulamalar bizlere gösteriyor ki hippoterapi klasik tedavilerin yanında kullanılabilen iyi bir destek tedavi yöntemidir.