Bel ağrısı yaygın mıdır? Tüm romatizmal yakınmaların üçte birini bel ağrıları oluşturur. Toplumun yaklaşık %80’i aktif yaşamlarının bir bölümünde bel ağrısı çeker. Hastaların %70’i bir ay, %90’ı iki ile üç ay içinde iyileşmekle birlikte nüksler sıktır. Hastaların %70’inde üç ve daha fazla tekrarlama olmaktadır. Bel ağrısı 20-40 yaşları arasında başlamakta, maksimum sıklık 45-60 yaşları arasında görülmektedir.
Kimde bel ağrısı riski fazladır? Sigara içenler, uzun yol sürücüleri, uzun süre ayakta duranlar, pozisyon değiştirmeden uzun süre oturanlar, ağır yük kaldıranlar, kıvrılarak ve ani hareket yapanlar, vibrasyonlu aletle çalışanlar ve öksürenler bel ağrısına yakalanma riski yüksektir. Sırt ve karın kasları zayıf olanlar da bel ağrısını daha yatkındır.
Bel ağrısı sebepleri nelerdir? Başlıca bel ağrısı sebepleri şunlardır: Doğumsal anomaliler, travma, bel fıtığı, faset sendromu, kanal darlığı, lomber spondiloz (belin dejeneratif hastalığı, kireçlenme), spondilolizis ve spondilolistezis (bel kayması), seronegatif spondiloartropatiler, osteoporoz (kemik erimesi), torakolomber geçiş sendromu, miyofasiyal ağrı sendromları (kas romatizması), sakroiliak eklem sendromu, tümörler, enfeksiyonlar, başka yerden (karın, damar ve pelvik organlar) yansıyan ağrılar, psikonörotik bozukluklar.
Lomber spondiloz (Belin dejeneratifi hastalığı, kireçleme)
Bel omurgasını meydana getiren yapıların dejeneratif değişiklikleriyle ortaya çıkan klinik tabloya lomber spondiloz denir. Spondilozun bir yaşlanma ve yıpranma hastalığı olduğu görüşü yaygındır. Dejenerasyonun sıklığı yaşla artar ve 60 yaşından sonra tamamen normal bir omurgaya nadiren rastlanır. Çoğu kişi bu değişiklikleri geçirdiği halde bazılarının herhangi bir yakınması olmamaktadır.
Bazen bir hareket veya yük kaldırma sonucu, bazen de sinsi olarak başlayan bel ağrısı yakınması vardır. Ağrı genellikle bele lokalizedir. Kaba ve uyluk arka yüzüne yayılabilir. Ayakta kalmakla, ev işleri yapmakla artan ağrı, istirahatla azalır. Sabah tutukluğu kısa sürelidir. Radyolojik tetkik bel ağrılı hastaların değerlendirilmesi için kullanılan temel ve rutin bir yöntem olmakla birlikte, bel ağrısı ile radyolojik değişimler arasındaki ilişki iyi kurulamamıştır. Altmış yaşından sonra tamamen normal bir omurgaya nadiren rastlanır. Bununla birlikte, bu şahısların yarıdan çoğunda ağrı yoktur. Tedavi mevcut semptomları gidermeye ve nüksleri önlemeye yönelik olmalıdır. Ayakta durmakla ve hareketle ağrısı artan hastalara yükü azaltmak ve hareketi sınırlamak amacıyla çelik balenli korse verilebilir. Ağrı azalır azalmaz sırt ve karın kaslarını güçlendirici egzersizlere başlanır. Egzersiz ve günlük yaşam aktivitelerinin düzenlenmesi nükslerin önlenmesi için çok önemlidir. Hastalığın tedavisinde ilaç, fizik tedavi ve ozon uygulanabilir.
Faset sendromu
Omurganın arka kısmında bulunan faset eklemlerindeki dejeneratif değişikliklerle ortaya çıkan bir mekanik instabilite sendromudur. Hastanın kaba ve uyluğa yayılan mekanik bel ağrısı yakınması vardır. Uyluk arka ve dış yan yüzüne yayılan ağrı yansıyan ağrı niteliğindedir. Ağrı hareketle artar, istirahatla azalır. Tanı ve ayırıcı tanı için radyolojik tetkikler oldukça yararlıdır. Faset eklem enjeksiyonu ise hem tanı hem tedavi amacıyla kullanılır.
MR’da görülen faset eklemlerindeki dejeneratif değişiklikler bel ağrısı olan ve olmayan kişilerde eşittir.
Akut dönemde analjezik ve kas gevşetici verilir. Birkaç günlük istirahat gerekebilir. Bunlarla iyileşmeyen hastalara manipulasyon, lokal enjeksiyon ve fizik tedavi, ozon uygulanabilir.
Bel fıtığı
Dejenere diskin bacağa giden sinir kökünü sıkıştırmasıyla ortaya çıkan bel ve bacak ağrısı ile karakterize klinik tablodur. Bel fıtığı (lomber disk hernisi) olan hastaların çoğu 30-50 yaşları arasındadır. Ana yakınma bel ve bacak ağrısıdır. Hastalar çoğu kez, önceden beri var olan hafif bel ağrılarının, bir zorlama ile arttığını ve bacaklarına indiğini ifade ederler. Ağrı öksürme, hapşırma, ıkınma ve bel hareketleriyle artar. Hasta ayakta dik durmakta zorluk çeker. Bir kısım hasta ise oturunca ağrının daha çok arttığını ifade eder. Ağrı ile birlikte hasta, bacaklarındaki uyuşma, karıncalanma, keçelenme, kuvvetsizlik ve incelmeden yakınabilir. Tanı koymada direkt grafi ve MR’dan yararlanılır. Lomber disk hernilerinin tedavisi konservatif (ameliyatsız) ve cerrahi olmak üzere iki başlık altında toplanabilir. Olguların büyük kısmı konservatif tedaviye olumlu cevap vermektedir. Hastaların %75-90’ında ve hatta üstünde iyileşme olduğunu bildirmiştir. Cerrahi tedavi için acele etmeyip önce konservatif tedaviye başlamak, hastayı yakından izlemek ve hastalığın seyrine ve tedavinin sonucuna göre karar vermek en akılcı yoldur. Yatak istirahatı çok kısa (2-4 gün) tutulmalıdır. Tedaviye ilaçlar eklenebilir. Kas gücünü artırmak için sırt ve karın kasları egzersizlerine başlanılmalıdır. Bir süre sonra hastanın korse ile ayağa kalkmasına ve yürümesine izin verilir. Bu dönemde hasta fizik tedavi programına alınır. Hem akut hem kronik dönemde kuyruk sokumundan yapılan epidural ozon enjeksiyonuyla çarpıcı sonuçlar alınabilir. Konservatif tedaviye cevap alınamazsa cerrahi tedavi uygulanır.
Kanal darlığı (Spinal stenoz)
Genç yaşlarda görülebilirse de hastaların çoğu 50 yaşın üzerindedir. Hastalar uzun zamandır olan bel ağrısı ve son zamanlarda ortaya çıkan bacak ağrısı öyküsüne sahiptirler. Yürürken her iki bacaktaki rahatsızlıktan yakınırlar. Semptomlar uyluktan baldıra ve ayağa kadar yayılır. Bacaklarındaki ağrı nedeniyle, hasta yürürken durup, dinlenmek zorunda kalır. Bir kaç dakika dinlendikten sonra, tekrar aynı mesafede yürüyebilir. Sırt üstü bacaklarını uzatarak yatamaz. Ağrı olduğu zaman kalkıp bir kaç dakika oda içinde dolaşarak ağrıyı geçirmeye çalışabilir veya yan tarafına kıvrılarak yatar. Bir veya her iki bacağındaki kuvvetsizlik, yorgunluk, uyuşma ve karıncalanmadan yakınır. Gerçekten soğuk olmadığı halde bacaklarının soğuk, kendilerine ait değilmiş gibi veya lastikten yapılmış gibi olduğunu söyleyebilirler. Bilgisayarlı tomografi ve MR’da kanal çapları ölçülerek yumuşak doku ve kemik dokusu görülerek kanal darlığı konusunda daha kesin bilgi edinilebilir.
Hafif olgularda fizik tedavi ile yeterli sonuç alınmaktadır. Bu hastalarda da kuyruk sokumundan epidural ozon enjeksiyonu yapılabilir. Hastanın günlük yaşam aktiviteleri düzenlenmeli, sırt ve karın kaslarını güçlendirici egzersizler verilmelidir. Fizik tedavi ve ilaç tedavisine cevap vermeyen ilerleyici olgulara cerrahi uygulanır.
Bel kayması (spondilolistezis)
Bir omurun bir alttaki üzerinde öne doğru kaymasına spondilolistezis denir. Spondilolistezis, öne doğru kaymanın miktarına göre dört dereceye ayrılır. Kırık, bel ameliyatları, kireçlenme ve doğumsal anomaliler başlıca nedenleridir. Hastalar çoğunlukla bel ağrısından yakınır. Ağrı belin iki yanında ve iki bacakta birden duyulur. Ağrı hareketle, ayakta durmakla artar, istirahatla genellikle kaybolur. Hastaların büyük çoğunluğu kadındır. Genellikle karın gevşek ve öne sarkıktır. Erişkinlerde spondilolistezis her zaman semptomatik değildir. Ağrılı durumlarda hastaya istirahat önerilir. Kişinin ayakta kaldığı zaman verilen çelik balenli korse beli stabilize ederek ve yükü azaltarak ağrıyı dindirir. Ağır yük kaldırmaktan kaçınılmalı, şişmanlar zayıflatılmalı, karın ve sırt kaslarını güçlendirici egzersizler ile germe egzersizleri verilmeli ve günlük yaşam aktiviteleri düzenlenmelidir. Ağrı ve kas gerginliğinin azaltılması için fizik tedavi araçlarından yararlanılır.
Sakloiliak eklem sendromu
Değişik şiddetlerde duyulan ağrı kabaya, uyluk arka yüzünden dize kadar vurabilir. Ağrının bu lokalizasyonu sakroiliak eklem sendromu için tipiktir. Bazen ağrı baldır arka veya dış yan yüzüne, ayak bileğine, ayak ve parmaklara kadar inebilir. Sakroiliak eklem sendromunun başlıca tedavisi manipulasyon, lokal enjeksiyon ve fizik tedavidir. Usta ellerde manipulasyonla ağrı çoğu kez geçmektedir. Tümörler bel ağrısı yapar mı? Yapar. Omurga tümörleri yaygın değildir. Bununla birlikte, eskiden ölüm nedeni olan hastalıkların artık tedavi ediliyor olması ve insan ömrünün uzamasıyla, tümörler ve özellikle metastatik olanlar bel ağrısı nedenleri arasında sıkça akla gelmelidir. Omurgaya yayılan kanserler en çok akciğer, meme ve prostat kanserleridir.
Bel ağrısının nedeni enfeksiyon olabilir mi? Olabilir. Diyabetiklerde, uyuşturucu bağımlılarında, alkoliklerde, kortizon kullananlarda bel ağrısı varsa, neden olarak enfeksiyon da hatırlanmalıdır. En sık rastlanan enfeksiyon etkenleri stafilokoklar, tüberküloz ve brusella bakterileridir. Komşu iki omur tutulmuşsa etken diske de geçebilir. Omurga giderek çöker.
Bel ağrısından kurtulmak ve/veya bel ağrısına yakalanmamak için uyulması gereken kurullar nelerdir?
- Dizleri kırarak sırt üstü veya yan yatmak.
- Yataktan kalkarken önce yan dönmek, sonra doğrularak oturmak ve ellerle destekleyerek ayağa kalkmak.
- Dik oturmak. Otururken beli desteklemek.
- Dik durmak. Uzun süre ayakta durulacaksa, bir ayak yüksekte kalacak şekilde altına bir şey koymak.
- Eğilerek yerden bir şey almamak ve çalışmamak. Yerden bir şey alırken ve ayakta çalışırken dizleri kırmak.
- Yükü her iki ele paylaştırmak ve vücuda yakın olarak taşımak.
- Uzanarak iş yapmamak.
- Uzun süre aynı pozisyonda kalmamak ve ani hareketlerden sakınmak.
- Klozet tipi tuvalet kullanmak.
- Sigara içmemek.
- Düzenli egzersiz yapmak.