fizikon@fizikon.com 90 332 353 69 00 Çalışma Saatleri, Tüm Hafta: 08:00 - 19:00
Hastalıklar & Tedavi

Mezoterapi

Mezoterapi, farmakolojik maddelerin sulandırılarak tedavi edilecek bölgeye doğrudan uygulanmasıdır. 

Pistor tarafından 1958’de ortaya atılan mezoterapinin kullanımı estetik dermatolojide ve diğer alanlarda giderek artmaktadır. 

Kullanıldığı durumlar 

Mezoterapi sellülit, yağ eritme, bölgesel incelme, cilt yenileme, lifting, leke ve saç dökülmesi tedavisi gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Ayrıca eklem, kas, tendon, bel ağrısı gibi kas-iskelet sistemi sorunlarını gidermek için de uygulanmaktadır. Astım ve tinnitus (kulak çınlaması) tedavilerinde de kullanılmıştır.

 Mezoterapide kullanılan farmakolojik maddeler doğal bitki özleri, homepatik ajanlar, ilaçlar, vitaminler ve diğer biyoaktif maddeler içeren karışımlardır. Mezoterapi solüsyonları genellikle kokteyl şeklinde hazırlanır. Bu maddeler çok küçük miktarlarda ve değişik konsantrasyonlarda cilt içi ve cilt altı enjekte edilir. Böylece lokal etki artırılırken sistematik yan etkiler önlenmiş olur. 

Saç dökülmesi: Saç mezoterapisinde hedef; dökülmeyi azaltmak, saç çıkışı ve saçın kalitesini arttırmaktır. Bu amaçla vazodilatör (damar genişletici) ajanlar, eser elementler, vitaminler ve aminoasitlerden oluşan karışımlar kullanılır.  

Yüz ve boyun gençleştirme (biorejuvenasyon): Yaşlanmanın ilk belirtileri çoğunlukla yüz ve boyunda ortaya çıkar. Yaşlanma çok faktörlü ve etki mekanizması tam olarak bilinmeyen kompleks bir süreçtir. Yaşlanmayı hızlandıran faktörlere güneşe maruziyet, yer çekimi, sigara, alkol tüketimi, hava kirliliği, stres ve kötü beslenme alışkanlığı örnek verilebilir. Yüz ve boyuna yapılan mezoterapide lifting etkisi ve rejuvenasyon temel amaçtır.  Bu nedenle yüz ve boyun mezoterapisi için daha çok mezolift tanımı kullanılır.  Mezoterapi ile fibroblast uyarımı ve kollajen sentezi, deride sıkılaşma, parlama ve nemlenme sağlanarak daha genç ve sağlıklı bir deri hedeflenir.  Mezolift için kullanılan kokteyllerin hemen hepsinde hyaluronik asit bulunur. Mezoliftte kullanılan hyaluronik asitler çapraz bağı olmayan ve boşlukları doldurup su tutarak cildin elastikiyetini ve nem düzeyini arttıran moleküllerdir. Solüsyonlara ayrıca multi-vitaminler ve eser elementler de eklenir. 

Selülit ve bölgesel incelme mezoterapisi: Selülit, fasiya denen zarların üst kısmında anormal yağ birikmesiyle oluşan, deride portakal kabuğu görünümüne neden olan bir hastalıktır. Selülit mezoterapisinde kullanılan kokteyller kan ve lenfatik dolaşımı attırmaya yönelik maddeler içerir. Mezoterapinin selülitte etkili olması için uygun diyet ve egzersiz ile kombine edilmesi gerekir. 

Melazma ve leke mezotrapisi: Melazma, özellikle Asyalı’larda çoğunlukla vücudun güneş gören yerlerinde görülen bir pigmentasyon bozukluğudur. Traneksamik asit, C, E, A vitamini, glutatyon, piruvik asit mezoterapi için kullanılan ajanlardır. 

Stria ve skar mezoterapisi: Stria, cilt üzerindeki çoğunlukla açık renkli çizgilenmelerdir. Skar ise yara iyileşmesinden sonra cilt üzerinde kalan sert çıkıntılardır. Stria sıklıkla ergenlik, hamilelik, obezite, hızlı büyüme, hızlı kilo alma veya verme gibi durumlarda ortaya çıkar.  Mezoterapi stria ve skarların giderilmesinde iyi bir çözüm olabilir. 

Mezoterapi tedavisine cevap ne zaman alınır?

Mezoterapi çoğunlukla bir hafta, bazen iki hafta arayla yapılır. Cevap problemin şiddetine, kişinin yaşına ve cilt yapısına bağlı olmakla birlikte genellikle  2-3 seanstan sonra görülmeye başlar. 

Mezoterapinin yan etkileri nelerdir?

Enjeksiyon bölgesinde 1-2 günde kendiliğinden kaybolan kızarıklık ve morarma oluşabilir. 

Mezoterapide nelere dikkat edilmelidir?

Mezoterapiden  önce ve sonra aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçlar kullanılmamalıdır. Mezoterapiden sonra, uygulama yapılan bölgeye 10-15 saat su değdirilmemeli, banyo ve makyaj yapılmamalı, 48 saat zorlayıcı hareketlerden kaçınılmalıdır. Ayrıca vücudu saran dar giysiler giyilmemelidir. 

Hangi durumlarda mezoterapi uygulanmaz?

Gebelerde, emziren annelerde, inmede, insülin bağımlı diyabette, kanserde, pıhtılaşma bozukluklarında, alerjilerde, bazı kalp hastalarında dikkatli olunmalıdır.